9 Şubat 2011 Çarşamba

Tanrılara!


"Bazen aklıma neler neler gelir, herkesin, bütün dünyanın benimle alay ettiğini düşünürüm. İşte o zaman ben de dünyayı altüst etmek isteğine kapılırım. Ve çevreme sıkıntı vermeye başlarım. Tanrıyla boy ölçüşmek, kavgaya tutuşmak, bu uğurda kendimi (boş yere) yok etmek isterim. Bilirim ki bu, 13-14 yaşında bir çocuğun ukalaca hatta budalaca tavırlarından başka bir şey değildir. Yine de kendimi bu duygudan alamam, bile bile dalarım bu düşüncelere. Nitekim bunları bilerek kabul edişim kendimden nefret etmek için en büyük sebeptir. Ve tabi ki ben, bu dünyada en çok kendimden nefret ederim. Bu aşırı duyarlılık, içime giren şeytan gibi sarar bütün benliğimi. Ve benliğim her köşesini bu lanet şeytanla keşfettikçe yaşayan her şeyden de ayrı ayrı nefret ederim. Ayrıca tanrının hikmetlerini parça parça üzerlerinde taşıyan sizlerin her bir hünerini ayrı ayrı kıskanıyorum, sırf kendi beceriksizliğimden hissediyorum bu duyguyu, evet. Sevgili tanrılarım sizden, hepinizden, bir bir bağışlanma istiyorum, evet evet bildiğiniz bağışlanma istiyorum. Sırf aşağılık, ikiyüzlü, budala olduğumu bilip bana nasıl davranmanız gerektiğini görün diye yazıyorum bunları buraya. Belki kendimi itin götüne sokup çıkarmaktan zevk alıyorum; ama siz bununla ilgilenmeyin. Sadece karşınızdaki insanın ne kadar bayağı özellikleri olduğunu bilin. 

Sevgili, yüce, kutsal tanrılarıma…"

Bir insan, başkasının büyük acı çeken bir varlık olduğunu çok nadir kabul eder.

Bir insan, başkasının büyük acı çeken bir varlık olduğunu çok nadir kabul eder. Çünkü çoğu insan, sanki bir rütbeymiş gibi, kimseye kaptırmamak için olanca gücüyle sarılır acıya. Velinimetim olan biri, beni küçük düşüren, beni alçaltan bir acıyı, örneğin; açlık gibi bir şeyi çekmemi rahatça kabul eder. Ama acının çeşidi biraz daha yüksek olsun, örneğin; bir ideal için acı çekmek söz konusu olsun, aynı insan, böyle bir çileyi çekebileceğimi çok nadir zamanlarda kabul eder. Çünkü bundan söz edilince, bir de bakar ki benim yüzüm hiç de herhangi ideal için acı çeken bir insanın yüzüne benzemiyor. İşte o zaman bana iyilik etmekten vazgeçer; hem bu hiç de kötü yürekli olmasından ileri gelmez.

Dostoyevski